Perşembe, Ocak 17, 2008

Evlerinin Önü Boyalı Direk

MSN'min başlığı günlerdir aynı. Teşekkürler ...
Neye mi ? Herşeye ve herkese. Öyle içimden geldiği içim, istediğim ve olduğu için, yanımda yakınımda olduğunuz için, bugün sabah kaltığım ve halen nefes alabildiğim için ... Çok yalın biliyorum, sadece teşekkür ediyorum.
Günlerce önce kendime sabahları uyandığımda bir amaç için uyanmalı insan diye diretiyorum. Ama yine sabahları kalkarken zorlanıyorum ve düşündüğüm nedende değilmiş deyip yeni bir sabahları kalkma gerekçesi arıyorum kendime. Son bir kaç gün hariç. Bunun bazı nedenleri var. Stresle dolu 3 gün olunca kendimi düşünecek pek zamanım olmadı, sabahları ise daha mutlu uyandığmı farkettim. Yani sadece günü yaşamak için kalkmak bile ne kadar basit bir amaç aslında. Sonra 3 gündür istediğim şeylerin peşinde çılgınlar gibi koşmadan olduklarını farkettim, birine dilim kızsa da içimin kızmadığını ... Yani pamuklu şeker kıvamında, hem de pembe renkli.
Astroljik falımı bile okudum acaba yıldızların bana bir oyunumu diye : ))) Herşey yolunda ve asayiş berkemal...
Teşekkürler
Sevgiler

1 yorum:

Barb dedi ki...

Bu yazı beni Gracias a la vida'ya götürdü

Orjinali Violeta Parra'nın olan Joan Baez'in müthiş yorumladığı Gracias a la vida'nın türkçesi ve orjinali:

TEŞEKKÜRLER HAYAT

teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
iki göz verdin bana, her açtığımda onları
kusursuzca ayırt edebiliyorum siyahı beyazdan,
ve cennetin yıldızlı görüntüsünü,
ve de kalabalıklar içerisinde sevdiğim adamı

teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
bana ses ve harfleri verdin,
ve onlarla haykırıp, düşünebildiğim kelimeler,
anne, arkadaş,kardeş ve yanan ışık,
bir de sevda, duygularıma yol gösteren

teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
sesi verdin, bütün şiddetiyle hayatı içeren
gece gündüz cırcırböceklerini ve kanaryaları kaydeden,
çekiç seslerini, motorları, köpek havlamalarını, fırtınaları da,
ve sevdiğimin yumuşak sesini de.

teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
yorgun ayaklarımın adımlarını verdin
onlarla şehirleri ve gölcükleri gezdiğim
ve kumsalları ve çölleri, dağlar ve ovaları
ve yürüdüğüm, senin evin, senin cadden, ve senin avlunu

teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
bana gülüşü, gözyaşlarını verdin
böylece yıkıntılardan iyi şansı ayırdığım
şarkımı yapan iki maddeyi
ve benim olan hepinizin şarkısını...

teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için

---
Gracias a la vida

(Violeta Parra)


Gracias a la vida que me ha dado tanto.
Me dio dos luceros que, cuando los abro,
perfecto distingo lo negro del blanco,
y en el alto cielo su fondo estrellado
y en las multitudes el hombre que yo amo.

Gracias a la vida que me ha dado tanto.
Me ha dado el oído que, en todo su ancho,
graba noche y día grillos y canarios;
martillos, turbinas, ladridos, chubascos,
y la voz tan tierna de mi bien amado.

Gracias a la vida que me ha dado tanto.
Me ha dado el sonido y el abecedario,
con él las palabras que pienso y declaro:
madre, amigo, hermano, y luz alumbrando
la ruta del alma del que estoy amando.

Gracias a la vida que me ha dado tanto.
Me ha dado la marcha de mis pies cansados;
con ellos anduve ciudades y charcos,
playas y desiertos, montañas y llanos,
y la casa tuya, tu calle y tu patio.

Gracias a la vida que me ha dado tanto.
Me dio el corazón que agita su marco
cuando miro el fruto del cerebro humano;
cuando miro el bueno tan lejos del malo,
cuando miro el fondo de tus ojos claros.

Gracias a la vida que me ha dado tanto.
Me ha dado la risa y me ha dado el llanto.
Así yo distingo dicha de quebranto,
los dos materiales que forman mi canto,
y el canto de ustedes que es el mismo canto
y el canto de todos, que es mi propio canto.

Gracias a la vida que me ha dado tanto.

(1964-1965)