Çarşamba, Mart 21, 2007

Bay Bay Hapiness

Hello the hapiest :))

Evet, moraller yine iyi, yine çevredekilerle uyum içindeyim. Çevremde bana hiçte uymayan, tasvip etmediğim, yanından bile geçmeyeceğim insanlar var, ama ben onları sevmeye başladım. BirazCIK zaman verince kendimden birşey buluyorum onlarda. Sanki kendimin her halini severmişim gibi, kendimden bulduğum özelliği sevmesemde, değiştirmiş olsamda onları anlamaDAN kabul etmeye çalışıyorum. Sanki şartlar benim olsa, bende onlar gibi olurmuşum gibi düşünmeye çalışıyorum. Ne mi oluyor, tahammül daha kolay oluyor.


Kuzenlerden biri ailesimizde olan bütün eski fotoğrafları toplamış, internette güzelce bir albüm hazırlamış. Adresini tabiki vermeyeceğim :)) Sizin öyle fotoğrafları tek başınıza bakmanıza gönlüm razı olmaz, benim başınızda olmam, bol bol o kişileri anlatmam gerek. Bahçe içinde çekilen fotoğrafta annemin takıntısından bahsedip, elimdeki koparılmış papatyayı anlatmam gerek. Mersinli olduğumuzu, elimize tutuşturulan madalina-portakkallarla bize hatırlatmalarını anlatmam gerekir. Verilmiş pozlardaki, "ah bir artist olsam" edalarını vurgulamam, kaymış gözleri, aynada patlamış flaşların altını çizmem, bazılarını büyük harflerle anlatmam gerekir. Yoksa ne olacak siz bakacaksınız, benimde içimde anlatılmamış onlarca hikaye kalacak. Gören duyanda geçmişi tane tane hatırlıyor sanacak ama hatırladığım kadarı ile. Değinmeden edemeyeceğim fotoğraf kareleri:
-- sapsarı saçları olan kuzenime, hangi akla hizmetse kına yakılmış, kızcağız üç fotoğrafta turuncu kafa olarak geziyor... Ben turuncuya yakın boyadığımda ise kızılca kıyamet koptu..


-- daha 6 yaşındaki bir kuzene çingene pembesi boydan elbise ve eline mikrofon versem şaşılmayacak, çünkü belindeki kalın beyaz kemer ile birazdan sahneye çıkabilir . Halbuki biz pembeleri-mavileri çok sonra giydik, güvenimiz yerine gelince...


-- sırt sırta vermiş iki kadeş, anlaşamadıklarını daha nasıl anlatsınlar . ben anlaşamasamda seviyorum valla onları..

-- yeni evli bir çift ve ilk arabaları ford... Ahhh benimde arabam olsun artık ya...


-- ben ve ablam farklı karelerde fotoğrafçıya bakmak yerine bulduğumuz bir yeri gözlemizi fal taşı gibi açıp bakmışız , herkesten farklı olacağız diye daha o yaşlarda uğraşmaya başlamışız, sonuç nedir? herkes gibiyiz işte..

-- ananemlerin çukurovalığı bırakmadan az önceki kara şalvarlı halleri . Bende sandığımda o şalvarlardan istiyorum, aaa niye benimyok ki.

...
dün bütün gün güldüm, güldüm.. Fıtık rahatsızlık vermese ben daha çok gülerdim.

dişi magamın yorumu ise daha güzeldi:
"Portakalsız çıkmam abi.."

ahhh yine ağrıdı bu meret, aldıracam-kapattıracam ben bunu :))

Limon Çiçeği

Hiç yorum yok: